33
kar ile yeşillendireceklerini vadediyorlardı. Ne yazık, tam bir paradoks. Kafam karıştı, yeşilin çağrışımlarıyla aklıma türlü saçma düşünce-ler geliyordu. Başımı tekrar diğer tarafa dön-dürdüm ve robotun ağaç ve çalı yapraklarının arasından bana doğru yaklaşmakta olduğunu gördüm. Nedense gözlerim ellerinde bir çiçek aradı. Ne yazık ki mekanik insan görünümlüler bundan bir şey anlayacaklarını zannetmiyo-rum. Etrafımda bir tabure aradım fakat sonra gerek olmadığını hatırladım. Robot yavaşça gelerek yanımda durdu. O an gözlerinin olma-sını diledim ve keşke bir çift göze derin derin bakabilseydim. Aslında var olan teknoloji ile insana benzer robotlar üretiyorduk ama bu robot, tam anlamıyla mekanik olduğunu hay-kırıyordu. Yüzünde, ağız bölgesini saran çizgi şeklinde boşlukları bulunan metal bir plaka, göz kısmı ise yine iki küçük dikdörtgenden oluşan çukurlar bulunuyordu. Kafa metali ile kel bir keşişi çağrıştırıyordu. Robot konuşmaya başladı: “Kendini iyi hissettikçe ve kullanıma bağlı olarak hasarlı bölgelerin yeni bağlar kurarak daha iyi olacak.” Onun kim olduğunu sormak istedim ama bu sorunun ne kadar man-tıksız olduğunu düşününce çekindim. En azın-dan hangi alan için üretildiğini anlayabilirdim. Robot arkasını döndü ve yine geldiği gibi yavaş
32